30 Ocak 2011

Cinsel taciz toplumsal bir tabu mu?

Cumhuriyet 30.01.2011
STUTTGART
AHMET ARPAD


Oturduğumuz eve yakın küçük Protestan kilisesinin adı "Orman Kilisesi", karşısı ormanlık olduğu için bu adı vermişler sanırım. Kilisenin papazı geçen yılın sonunda emekli oldu. Şimdi boş zamanı çok. Birkaç gün önce rastladım. Yanında köpeği ormanda gezmeye gidiyormuş. Ayaküstü sohbet sırasında: "Tam son aylarda işler artmıştı, emekliliğim geldi" dedi. "Fena mı?" diye sordum. Gülümsemekle yetindi. "Niçin işler artmıştı?" diye sormadan edemedim. Gülümsemesini sürdürdü. Sonra, "Geçen yıl çok kişi mezhep değiştirdi de..." diye mırıldandı ve tasmasını çekiştiren köpeğinin peşinden karlar içindeki orman yollarına daldı.

Merak edip araştırdım. Gerçekten de 2010 yılında Almanya'da her yaştan 250 bin insan Katolik mezhebinden ayrılmış. Bu arada Protestan Kilisesi'ne kaydolanların sayısı da eski yıllara oranla ikiye katlanmış. En büyük neden de geçen yıl şu günlerde Katolik Kilisesi'nde ortaya çıkan çocuk tacizleri olayı...

Katolikler dünyanın en büyük dini örgütü. Papa 16. Benedikt de dünyamızın en zengin "şirketlerinden" birinin şefi! Vatikan elindeki altın rezervleriyle Birleşik Amerika'dan sonra ikinci sırada geliyor; hisse senedi varlığının da 100 milyar doların üzerinde olduğu söyleniyor.

Katolik Kilisesi'nde ruhban sınıfı evlenmez. Papazlar bekâr kalmak zorundadırlar. Değil evlenmek, cinsel temasta bile bulunamazlar. Papaz okullarındaki çocuk tacizlerinin geçmişi yüzlerce yıl geriye gider.

Vatikan bu sorunu hep sessizce kendi içinde çözmeyi tercih ederdi. Amerika ve Fransa'da 80'li yıllarda birçok taciz olayı patlak verdi. Fakat asıl bomba iki yıl önce İrlanda'da patladı, Katolik rahiplerin çocuklara yaptığı cinsel tacizlerin sistematik olarak gizlendiği ortaya çıktı. Sadece bu ülkede 15 bin çocuğun cinsel tacize uğradığı tahmin ediliyor.

Tüm Avrupa'da taciz olaylarının on binlerce olduğu söyleniyor. Papa 16. Benedikt'in anavatanı Almanya da skandallara sahne olan başka bir Avrupa ülkesi. Yüreklilik gösterip de sadece Almanya'da mahkemeye başvuranların sayısı bu arada iki yüzü geçti. Ancak adı tacizlere karışan çoğu rahip ya artık hayatta değil ya da çok yaşlanmış. Sonunda Vatikan'ın bu büyük skandalı örtbas etmesi artık mümkün olmadı. Papa özür dilemek zorunda kaldı. Peki, gelecekte ne olacak? Katolik Kilisesi'nde artık yeni bir dönem başlayacak mı?

Rahiplerin evlenmesini yasaklayan Katolik Kilisesi bundan vazgeçecek mi? Kiliseler evrenselleşecek mi, ekümenlik getirilip Katoliklerle Protestanlar aynı masaya oturacak mı? Taciz skandallarında şimdiye kadar daha çok Avrupa ülkelerinin adı geçiyor. Fakat Vatikan'ın

kolları dünyanın dört bir ucuna yayılmış. Oralarda neler olup bitiyor?Bir bilene sordum. "Kenya'da, Filipinler'de yaygın" dedi. Kafalara takılan ve yanıtları verilemeyen birçok soru var.

Bu arada akla başka şeyler de geliyor! Acaba bizim tarikat yurtlarında, cemaat kamplarında da benzeri şeyler oluyor mu? Arada sırada medyamızda bir şeyler duyuluyor da...

Fakat doğru dürüst açığa çıkan tek olay yok. Kim bilir kaçı hasıraltı ediliyor? Ne de olsa cinsel taciz toplumsal bir tabu. Çocukları birer mağdur olarak gören ve koruyan bir hukuksal zihniyet de pek yok...

www.ahmet-arpad.de

2 Ocak 2011

Hitler'in kentinde oyuncak müzesi

Cumhuriyet 02.01.2011
NÜRNBERG
AHMET ARPAD
 
Çok ilginç bir kent Nürnberg, görmeye değer. Ortaçağdan kalma duvarları, sayısız kuleleri, kiliseleri, tarihi sokaklarıyla her yıl milyonlarca turisti çekiyor. Nürnberg'de mutlaka görülmesi gereken çok şey var. Demiryolları müzesi, Nazi parti kongrelerinin yapıldığı dev binalar, alanlar, savaş sonrası Hitler yandaşlarının yargılandığı mahkeme salonu ve dünyanın en büyük oyuncak müzesi...
 
Nasyonal sosyalistlerin Almanya'da ilk adımlarını attığı 1920'li yıllarda Münih'in yanı sıra kuzeyindeki Nürnberg de önemli bir "buluşma" kentidir. Aşırı sağcılar burada "Almanların Günü"nü kutlarken Hitler'in NSDAP'si de önemli parti toplantılarını Nürnberg'de düzenler. Ülke yönetimini 1933'te ele geçirmelerinin ardından bütün büyük parti kongreleri de burada yapılır. Bir hafta süren toplantılara tüm Almanya'dan bir milyon insan katılır! Hitler, hemen arkasında yandaşları, sağ kolu havada büyük tribünden dev alandaki sonu gelmeyen geçit törenlerini izler... 1935 yılında bu kentte onayladıkları "Nürnberg yasaları" ile Yahudi soykırımı yolunda en önemli adımı atarlar.
 
Almanya'da ilk tren yolculuğu bundan 175 yıl önce Nürnberg ile Fürth kenti arasında yapılır. 7 Aralık 1835 Alman demiryollarının kuruluş yılı olarak kabul edilir. Nürnberg'e gelip de ülkenin en büyük tren müzesini görmeden dönmek olmaz. İlk tren seferini yapmış olan "Adler", 1853 yapımı buharlı "Nordgau", yaşamı bir peri masalını andıran yakışıklı II. Ludwig'in özel treninden vagonlar, şansölye Otto von Bismarck'ın kompartımanı, 1890 yapımı buharlı "Phoenix" müzedeki en değerli ve eski araçlar. Müzeye son yıllarda eklenen bir bölümde devlet demiryollarının Naziler döneminde oynadığı trajik rol de sergileniyor. Nasyonal sosyalistler sadece Alman kentlerinden değil, Yunanistan'dan Norveç'e, Fransa'dan Macaristan'a, işgal ettikleri bütün ülkelerden yüz binlerce insanı "safkan" Alman olmadıkları için trenlere bindirip gaz odalarına taşımışlardı. Savaşın kızıştığı yıllarda bile durmamıştı "ölüm trenleri". Doğu Avrupa'ya uzanan hatlar, asker ve silah trenleri ile dolu olduğu zaman ölüme götürülen insanları tıkıştırdıkları vagonları normal yolcu trenlerinin arkasına takmışlardı. Şimdi Almanlar Nürnberg'deki müzede tarihlerinin bu kara dönemini de sergiliyorlar.
 
Tren müzesinin az ötesinde bir başka tarihi yapı var. Nazi suçlularının 1945/1946 yıllarında yargılandığı mahkeme salonu burada. Göring, Ribbentrop, Speer, Dönitz, Keitel, Streicher, Kaltenbrunner'in de aralarında olduğu Nazi kodamanlarından on ikisi insanlığa karşı suç işlemiş oldukları gerekçesiyle Nürnberg Duruşmaları sonunda idama mahkûm edilmiştir. Nürnberg'de güzel şeyler de var. Örneğin, dünyanın en büyük oyuncak müzelerinden biri burada. Kent merkezindeki tarihi binanın katlarına yayılmış kocaman salonlarda 1971 yılından günümüze, en eskisi iki yüz yıllık tam 3bin 500 tarihi oyuncak sergileniyor. Binanın depolarındaki sandıklarda duran 65 bin oyuncak da günün birinde vitrinlerde yer almayı bekliyor. Alman oyuncak sanayisinin merkezi olan Nürnberg'de her yıl şubat ayında beş gün süren bir "Oyuncak Fuarı" açılıyor. Dünyanın bu en büyük oyuncak fuarına sayısız ülkeden üç bine yakın yapımcı katılıyor, çoğu yetişkin 80 bin oyuncak meraklısı da fuarın salonlarını dolduruyor...
 
www.ahmet-arpad.de